Srebrenitsa soykırımının acısı 28 yıldır yürekleri yakmaya devam ediyor.
11 Temmuz 1995’te Srebrenitsa’da, üstelik Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenli bölge ilan ettiği yere sığınan silahsız, çaresiz 8 bini aşkın Boşnak Müslüman hunharca katledildi. BM’de Barış Gücü olarak görevli Hollandalı askerler, korumakla görevli oldukları binlerce silahsız sivili, masum insanı gözü dönmüş Sırp katillere teslim etti. Günlerce süren katliamda, maktuller teşhis edilmesin diye parçalanıp yakıldıktan sonra toplu mezarlara atıldılar.
Tarihin, insanlık vicdanının ve hafızasının asla unutmayacağı, unutmaması gereken bu vahşet, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da işlenmiş en büyük katliamdır, soykırımdır.
Müslümanları yok etmeyi amaçlayan kalleş, karanlık, kirli planlara alet ve aracılık eden uluslararası kurum ve kuruluşlar, insanlığın güven duygusunu, iğrenç ve aleni bir istismarla kötüye kullanmıştır. BM, o günden bu yana dünya güvenliğinin teminatı olma vasfını şeklen bile kaybetmiş, dahası zulme karşı insan haklarından yana bir sığınak olmaktan kesinlikle çıkmıştır. Gazze’den Arakan’a, Doğu Türkistan’dan Suriye’ye, özellikle Müslümanları hedef alan sistematik zulüm ve katliamlara destek vermeyi adeta politika hâline getirmiş görünen BM, mevcut işleyişiyle bizzat kendisi sorun hâline gelmiştir.
Srebrenitsa, insanlığın utancı; hümanizmi dilinden düşürmeyen barbarlığın canlı, unutulmaz kanıtıdır. Hak ve özgürlüğe dayalı hoşgörü kültürlerinin baştan sona yalan, sahte olduğu, içlerinde ötekine karşı korkunç bir canavar besledikleri bu hazin, trajik tecrübeyle bir kez daha anlaşılmıştır. Bundan böyle insan ve medeniyet değerlerine dair her söz ve tavır aldıklarında, Srebrenitsa sahtelik ve zulümlerinin tarihi belgesi olarak yüzlerine çarpılacaktır.
Srebrenitsa’da katledilen, insanlık onuru ve vicdan olmuştur. Varoluşunu başkasını yok etmek üzerine kuran barbarlara ve onların destekçilerine inat, biz burada ve her yerde, Srebrenitsa’da katledilen insanlık değerlerini sonuna kadar yaşatmayı sürdüreceğiz.
Eğitim-Bir-Sen olarak, dünyanın neresinde ve kime karşı işlenmiş olursa olsun, haksızlıklara, adaletsizliklere, zulümlere, katliamlara karşıyız. İnsanlığın ortak acılarını unutmadan, unutturmadan, dünyanın vicdanına hatırlatacağız.
Modern Avrupa’nın orta yerinde soykırıma uğrayan halkını yeniden tarih sahnesine çıkaran, ‘Savaş, ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir’ uyarısında bulunan, tahammül sınırlarını zorlayan zulümlere maruz kalmalarına rağmen ahlaki davranmaktan asla taviz vermeyen, düşmanlarına benzeyecek tarzda gayriinsani bir öç alma eylemine girişmeyen, ‘Her şey bittiğinde hatırlayacağımız, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacak’ sözleriyle zulme sessiz kalan vicdanlara seslenen, Bosna-Hersek’in, halkının selameti için gayret gösteren, emek harcayan, mücadele veren fikir adamı ve özgürlük savaşçısı Aliya İzetbegoviç’i ve Srebrenitsa’da katledilen kardeşlerimizi bir defa daha rahmetle yâd ediyoruz.
Srebrenitsa soykırımını unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü ‘unutulan soykırım tekrarlanır.’